İNGILTEREDE RUANDA PLANı PARLAMENTODAN GEçTI

İngilterede Ruanda planı parlamentodan geçti

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, parlamentonun alt kanadı Avam Kamarası ile üst kanadı Lordlar Kamarasının onayından geçen Ruandanın Güvenliği Yasa Tasarısına (Ruanda Planı) ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Sunak, dönüm noktası niteliğindeki mevzuatın kabul edilmesinin, sadece ileriye doğru atılmış adım değil, göç konusundaki küresel denklemde köklü değişiklik anlamına geldiğini savundu.

Ruanda Yasa Tasarısını, savunmasız göçmenleri tehlikeli geçişler yapmaktan caydırmak ve onları istismar eden suç çetelerinin iş modelini kırmak için sunduklarını ileri süren Sunak, şu ifadeleri kullandı:

"Bu yasa tasarısının kabul edilmesi, bunu yapmamızı sağlayacak ve buraya yasa dışı yollardan gelirseniz burada kalamayacağınızı çok net şekilde ortaya koyacak. Şu anda odak noktamız (Ruandaya) uçuşları başlatmak ve bunu yaparken ve hayat kurtarırken önümüzde hiçbir engelin duramayacağı konusunda netim."

İngiltere İçişleri Bakanı James Cleverly de söz konusu mevzuatla, artık hükümetin Ruanda planlarına devam edebileceği ve İngilterede bulunmaya hakkı olmayanları ülkeden çıkarmaya başlayabilecekleri anlamına geldiğini kaydetti.

Ülkede düzensiz göçmenleri Ruandaya sınır dışı edecek yasa tasarısı, Avam Kamarası ve Lordlar Kamarası arasında defalarca gidip gelmesinin ardından parlamentodan geçti. Tasarı, İngiltere Kralı 3. Charlesın onayının ardından yasalaşacak.

Başbakan Sunak, dün yaptığı açıklamada, ülkedeki düzensiz göçmenleri Ruandaya sınır dışı edecek uçakların 10 ile 12 hafta içinde kalkacağını söylemişti.

STKLER TEPKİLİ

Uluslararası yardım kuruluşu Oxfamın Politikalardan Sorumlu Yöneticisi Helen Stawski, parlementonun Ruanda Planını onaylamasının ardından yaptığı yazılı açıklamada, "Hükümetin bu kadar insanlık dışı bir politika izlemek için bu kadar olağanüstü yollara gitmesi üzücüdür." ifadelerini kullandı.

Stawski, İngilterenin baskı ve savaşlardan kaçanlara kapılarını açma sorumluluğu bulunduğuna dikkati çekerek, "Göçmenler için daha güvenli ve yasal yollar oluşturulmalıdır. Hükümet doğru olanı yapmak yerine, çaresiz insanlara karşı görevini yerine getirmekten kaçınıyor." değerlendirmesini yaptı.

Uluslararası Af Örgütünün İngiltere Direktörü Sacha Deshmukh ise tasarının onaylanmasını, "ülkenin ahlaki imajına sürülen bir leke" olarak niteledi.

Parlamentonun, korunması gereken kişilere yönelik uluslararası yasaları çiğneyen bir karar aldığını ifade eden Deshmukh, tasarının mahkemeleri Ruandayı güvenli bir ülke kabul etmeye zorladığını öne sürdü.

Deshmukh, "Hükümetin siyasi çıkar elde edebileceğini düşündüğü kişilere yönelik insan hakları korumasını devre dışı bırakması son derece tehlikeli bir emsal teşkil ediyor. Mülteciler konusunda kamuoyunu yanlış bilgilendirme saplantısı, parlamento tarihindeki en utanç verici eylemlerinden birine yol açtı." ifadelerini kullandı.

Ruandanın halihazırda büyük bir göçmen nüfusuna ev sahipliği yaptığına da işaret eden Deshmukh, "Diğer ülkelerin olduğu gibi İngilterenin de mültecilerin güvenliğini sağlama sorumluluğu bulunuyor. Ruanda uçaklarının pistten kalkmaması artık daha fazla önem taşıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Save the Children örgütünün X hesabından yapılan paylaşımda ise "Hiçbir çocuk daha iyi bir hayat için ölümcül yolları denemek zorunda kalmamalı. Bugün Manş Denizinde önlenebilecekken yaşanan can kayıplarından dolayı üzüntü içindeyiz. Sığınmacılar için oluşturulacak yasal ve güvenli yollar hayat kurtarır." ifadelerine yer verildi.

TARTIŞMALI "RUANDA PLANI" NEDİR?

İngiliz hükümeti, Nisan 2022de hazırlanan "Ruanda Planı" kapsamında, düzensiz göçmenleri ve ülkeye yasa dışı yollarla girip sığınma talebinde bulunanları, Ruandaya gönderme hedefini açıklamıştı.

Ülkede muhalefet, insan hakları örgütleri ile Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluşun tepki gösterdiği karar, Yargıtay ve Yüksek Mahkemece yasaya uygun bulunmuştu.

Kararın ardından Haziran 2022de Ruandaya 7 kişiyi taşıyan ilk uçuş ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararıyla durdurulmuştu. Bunun üzerine, İçişleri Bakanlığı, Yüksek Mahkemede yeni bir dava açmış, mahkeme de 19 Aralık 2022de Ruanda uçuşunun yasal olduğuna karar vermişti.

Mahkeme, temyiz yolunu da açık tutmuş, insan hakları savunucularının bu mahkemede açtığı dava sonucu 29 Haziranda Ruanda planının yasalara uygun olmadığına karar verilmişti. Hükümet ise Temyiz Mahkemesinin kararını Yüksek Mahkemeye taşımış, Yüksek Mahkeme de 15 Kasımdaki kararında Ruandaya gönderilecek kişileri bu ülkede kötü muameleye maruz kalma ve kendi ülkelerine gönderilme gibi riskler bulunduğunu belirterek planın yasaya uygun olmadığını açıklamıştı.

Bunun üzerine Ruandayla 5 Aralık 2023te yeni bir anlaşma imzalanmıştı.

Bu anlaşmaya göre, İngilterenin Ruandaya gönderdiği düzensiz göçmenler, İngiltere dışında başka bir üçüncü ülkeye sınır dışı edilemeyecek. Ruandadaki diğer sığınmacılarla aynı haklara sahip olacak söz konusu kişilerin yasal talepleri için destek verilecek. Ruandanın sorumlulukları bağımsız gözlemciler tarafından kontrol edilecek. Yasa tasarısıyla Ruanda, düzensiz göçmenlerin sınır dışı edilebileceği güvenli ülke kabul edilecek. Ruandanın güvenli olduğunu gösterir yasal adımlar ve uygulamalar da hayata geçirilecek.

*Haberin görseli AP tarafından servis edilmiştir.

2024-04-23T11:24:53Z dg43tfdfdgfd